1. Anasayfa
  2. Kitap

KAOS’A GİRİŞ…


İstanbul’da da makinelerin yükselişi 2019 dan sonra başlamış önce üretimde sonra bilgi işlemde makineler insanın yerini almıştı. Şehirdeki ulaşım sisteminden elektriğe, su sisteminden iletişime tüm alanlarda yapay zeka yani makineler neredeyse bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi. Geçen ay şehirde sebebi belirsiz bir şekilde su kesintisi yaşanmıştı. Bunun nasıl olduğuyla ilgili hiç bir bilgi yoktu çünkü ekranda her şey yolunda gözüküyordu ama musluklardan sular akmıyordu buna neyin neden olduğunu bilen hiç kimse yoktu. Hiç sebepsiz yere su kesilmiş ve birkaç saat sonra da ekipler daha arıza nedenini ve nerede olduğunu bulamadan tekrar kendiliğinden geri gelmişti. Bu durum aklına 3 Nisan 2011 de Türkiye genelindeki elektrik kesintisini getirdi. Erdem o tarihteki elektrik kesintisi haberlerini araştırmış ve olayın hiçte doğal yollarla gerçekleşen bir şey olmadığı sonucuna varmıştı. Olayla ilgili Türkiye elektrik iletim AŞ’den yapılan açıklamada şöyle denmişti” bugün (3 Nisan 2011) saat 10.36 sularında elektrik nakil hatlarında yaşanan sorun nedeniyle birçok bölgede elektrik kesintisi meydana gelmiştir. Teknik inceleme başlatıldığını belirten yetkililer, sisteme en kısa sürede elektrik verilmesi için çalışıldığını kaydetti. Ülke yöneticilerinden gelen açıklamada ise; Sorunun iletim hatlarından kaynaklı olabileceğine işaret edildiği ve “Terör saldırısı dahil her ihtimalin araştırıldığı” söylendi. Enerji bakanlığı yaptığı açıklamada; Saat 12.00 sularında ”Ankara’ya elektrik verilmeye başlandığı” ifade edildi. Yine bakanlık saat 13.50 sularında yaptığı açıklamada; çalışmaların devam ettiğini dile getirdi ve ”Arızanın sebebi bilinmiyor ama ivedilikle tespit edilmesi lazım dendi. Saat 15.50 sularında bir açıklama daha yapan Bakanlık; şu ana kadar elektrik kesintisinin nedenine ilişkin bir tespit yapılamadığını, açıkladı.

Buna benzer bir durum 11 Mart 2019’da Venezuela’da yaşanmış ve Türkiye’de bir günde müdahale edilerek çözülebilen kesinti durumu orada bir haftadan fazla sürmüştü. Bu Erdem’in gözünde dünya çapında bir elin tüm sisteme müdahalelerinden biri olarak göründü ve aklına tekrar o mail geldi; ‘hiç kimse bize denk değil biz de hiç kimseye denk değiliz, unutma dört şeyi kaybeden her şeyi kaybeder bunları koruyan her şeyi korur ve hükmeder, onlar; Elektrik, İnternet, Su, ve Gıdadır, bizler, sizden bunları mutlaka alacağız ve sonunda size hükmedeceğiz’, acaba dedi bu el Türkiye’de neler yapabileceğini görmek için önce tüm ülkede elektriği ardından da İstanbul’da suyu belli bir süre kesip sonra tekrar çalışır hale mi getirmişti?

Kesintinin sonucunda ülke çapında çok sayıda sorunlar oluşmuştu. Birçok insan yaşam alanlarında mahsur kalırken bazıları asansörlerde bazıları trafik ışıklarının çalışmaması nedeniyle yaşanan kazalarda zor anlar yaşamıştı. Elektrik kesintisinin nedenini öğrenmek isteyen vatandaşlar, Boğaziçi Elektrik Dağıtım ve İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım’ın internet sitelerine girmeye çalışmış ve sistemdeki yoğunluk nedeniyle bu kurumların İnternet siteleri ile Anadolu’da enerji sağlayan tüm kurumların iletişim sistemleri çökmüştü. Ayrıca büyük şehirlerde elektrik kesintisi nedeniyle Metro, Metrobüs, ve tramvay vb. seferleri yapılamamış bunun sonucunda milyonlarca insan işine gücüne gidememiş gidebilenler de geri dönememişlerdi. Hiç kimse modern çağın ve modernliğin oluşmasını sağlayan elektriğin neden kesildiğini ya da bu kesintiyle kimlerin neyi görmek istemiş olabileceğini anlamak oldukça zor bir şey halini almıştı. Kesinti neden olmuştu bilinmiyordu ama bilinen şey elektrik kesintisi tüm ülkede hayatı felç etmişti.

Bu olayların neden olduğunu anlamaya çalışan Erdem haberlere bakarak pek bir şey anlaşılamayacağını, işin başındaki yöneticilerin bile bu olayın sebebini tam olarak kavrayamadığını kesintinin iç yüzünü bir avuç insan dışında kimsenin bilemeyeceğini anladı. Bulunduğu konum itibarıyla ve daha da önemlisi yaşadığı olayın üzerine bu tür şeylerin yaşanabileceğini sabahı bekleyen hastanın tedirginliğinde bekliyordu. Yaptığı tüm akıl yürütmeler ona yapay zekanın nelere kadir olabileceğini göstermesi açısından çok önemliydi. Erdemin yaşadığı şehirde son on yılda tüm merkezler bu yapay zekâ tarafından kontrol edilir hale gelmişti. Normalde insanların hatalarını ve insana dayalı aksamaları önleyen bu sistemin yazılımı iyi denetlenemez ise elde edilmesi düşünülen rahat sonuçtan çok daha fazlasıyla ıstıraba dönüşebilirdi. İyi de bunlar neden aklına gelmişti ve ayrıca bunlar niye burada olduğunu ya da neden kaçırılmak istendiğini açıklamaya yeterli miydi? Hayır.

Mail’de yazılı olan şey gerçekten de doğruydu, ‘günümüz dünyasında dört şeyi kontrol eden, tüm insanları kontrol ederdi ve gerçekten bunların birincisi elektriktir, ikincisi su, üçüncüsü gıda akışı ve güvenliği ile dördüncüsü de İnternet’ idi. Özellikle günümüzde toplumları yönetmek ya da kontrol etmek isteyenlerin yapacağı şeylerin başında bu dört şeyi kontrol etmek geliyordu. İşte bu yüzden olsa gerek ki dün durup dururken İstanbul’un suyunun kesilmesi hiç de hayra alamet olmasa gerek bir şey diye düşündürmüştü Erdem. Su idaresi personelinin yorucu ve yoğun tüm çalışmalarına ve çabalarına rağmen İstanbul’daki su kesintisinin nedeni bir türlü anlaşılamamış olmasında da bu durum oldukça dikkat çekiciydi. İki gündür susuz kalan şehirde halk homurdanmaya başlamış ve su kesintisinin ne kadar süreceğinin ve sebebinin merakı medyanın gündemini oluşturmuştu. Bu süreçte Erdem’in çalıştığı kurumun ve belediyenin telefon, internet ve enformasyon noktalarının tamamı bilgi almak isteyen insanlarca sürekli aranmış ama hiç kimse tatmin edici bir cevaba ulaşamamıştı. Tüm gözler Elektronik gözlem grubuna çevrilmişti ve bu grup Erdemin başında olduğu ekipti ve gerek bakanlık gerekse belediye başkanı ‘kesintiye neyin yol açtığını soruyor’ ama herkes gibi onlar da hiçbir açıklama duyamıyordu. İstanbul 20 milyon nüfusu, 5 bin 900 km2 hizmet alanı, 9 milyonu aşan abone sayısı, 25 bin km aşan şebeke uzunluğu, günlük 3 milyar metre küplük su tüketimi, 150 su deposu ile bir çok Avrupa ülkesinden fazla su isale hattı ve şebekeye sahip bir şehirdi. Yani arızanın nereden kaynaklandığını tespit o kadar da kolay olmuyordu. Elektronik arıza uyarı sistemi nasıl olduysa çalışmıyor ve arızanın nerede olduğuyla ilgili bilgi vermiyor halktan da bu kadar büyük arızaya sebep su patlaması ihbarı gelmiyordu. Bu pekte alışık olunan bir durum değildi. Arıza kontrol ekibi de kesintinin ikinci günü olmasına ve tüm kontrolleri yapmasına rağmen herhangi bir noktada arızaya dair bir işaret ve hatta sistemde herhangi bir arıza emaresi de bulamamıştı. Sanki bir el su dağıtım ve isale hatlarını kapatmış ve su akışını engelleyip halkın su ihtiyacının karşılanmasını engellemişti ama olayın sebebinin ne olduğuna dair herhangi bir bilgi alınmasına da izin vermemekteydi. Şehrin tamamında kesintiye yol açacak ne isale hatlarında ne de depolama alanlarında herhangi bir sorun görünmüyor ama her nasılsa şehre yine de su verilemiyordu.

Hayatımı eğitimle geçirmiş biri olarak, öğrencilerin ve gençlerin potansiyelini keşfetmelerine, gelişmelerine ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir